RUMELİ, BALKAN VE TRAKYA İFTAR SOFRASI
Bahçelievler
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Bahçelievler’de düzenlenen Rumeli, Balkan ve Trakya İftar Sofrası programına katıldı. Türkiye ve Balkanlar’ın ayrılmaz bir bütün olduğunu ifade eden Kurum, “Ne zaman Balkanlar, Rumeli bir sıkıntıya düşse yüreğimiz dağlanır, içimiz yanar. Bu yüzden biz biriz, beraberiz. Balkanlar’ın, Rumeli’nin, Trakya’nın; Boşnakların, Arnavutların, Kosovalıların, Pomakların kaderini bir görüyoruz, beraber görüyoruz. O yüzden diyoruz ki; ‘acınız acımız, kederiniz kederimiz, kaderiniz kaderimizdir’. İşte merhum Aliya da vefat etmeden önce Sayın Cumhurbaşkanımıza, ‘Bu topraklar Evlad-ı Fatihan’dır, bu yüzden bu topraklar size emanet.’ demiştir. Evet, bu topraklar bize emanettir. Bu topraklar Türkiye’ye emanettir. Ve biz bu emanete sonuna kadar sahip çıkacağız.” şeklinde konuştu.
İstanbul’un insanıyla, değerleriyle, yaşam tarzıyla, tüm medeniyetleri, tüm dinleri bağrında huzurla yaşatan bir şehir olduğunu dile getiren Kurum, nasıl bir İstanbul hayal ettiğini de, şu cümlelerle anlattı: “Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, hiçbir hanemizde deprem endişesi kalmayacak, bütün yuvalarımız güvenli hale gelecek. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, trafik çile olmaktan çıkacak. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, sokaklarının huzur ve güvenle dolduğu, gençlerin geleceğe umutla baktığı, kimsenin kendini yalnız hissetmediği bir İstanbul.” cümlelerini kurdu. Geride kalan 5 yılda İstanbul’un liyakatsizliğin kurbanı olduğunu vurgulayan Kurum, “Milletimizin her anında hep yanında olacağız. Bu söz, onların verip de tutmadıkları sözlere benzemez. Bu söz, eser adamlarının sözüdür. Bu söz, sağlam adamların sözüdür, bu söz Murat Kurum sözüdür.”
Acınız acımız, kederiniz kederimiz, kaderiniz kaderimizdir
Türkiye ve Balkanlar’ın ayrılmaz bir bütün olduğunu belirten Kurum, ‘’Bizim Balkanlarda yüzlerce yıllık tarihimiz ve ecdadımız tarafından inşa edilmiş binlerce eserlerimiz var. Osmanlı’nın bir çınar gibi büyüdüğü Balkanlar her zaman anavatan olmuştur. Bu yüzden Türkiye ve Balkanlar ayrılmaz bir bütündür. Bizim Balkanlarla ortak tarihimiz, var. Mazimiz var. Ve elbette ortak bir istikbalimiz var. Ama yıllarca bu kadim coğrafyada Arnavutluk’tan Makedonya’ya, Bulgaristan’dan Yunanistan’a, Kosova’dan Bosna Hersek’e kadar birçok bölgede çok büyük acılar yaşadık. İşte Bosna’da 250 binden fazla kardeşimiz, gencimiz, evladımız şehit oldu. O yıllarda Boşnak kardeşlerimiz çok ağır baskılar ve zulümler gördü. Soykırıma uğradı. Kanaat önderleri, hocalar, alimler, siyasetçiler hapse atıldı. Yüz binlerce insan ülkesini terk etti. İşte bugün aramızda bulunan Bilge Kral Aliya’nın dava ve yol arkadaşları bunun en yakın şahidi. Bu yüzden ne zaman Balkanlar, Rumeli bir sıkıntıya düşse yüreğimiz dağlanır, içimiz yanar. Bu yüzden biz biriz, beraberiz. Balkanlar’ın, Rumeli’nin, Trakya’nın; Boşnakların, Arnavutların, Kosovalıların, Pomakların kaderini bir görüyoruz, beraber görüyoruz. O yüzden diyoruz ki; acınız acımız, kederiniz kederimiz, kaderiniz kaderimizdir.
İşte merhum Aliya da vefat etmeden önce Sayın Cumhurbaşkanımıza, ‘Bu topraklar Evladı Fatihandır, bu yüzden bu topraklar size emanet.’ demiştir. Evet, bu topraklar bize emanettir. Bu topraklar Türkiye’ye emanettir. Ve biz bu emanete sonuna kadar sahip çıkacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi muhacirler kaybedilmiş toprakların aziz hatıralarıdır. Biz bu aziz hatıranın farkındayız. Geçmişte kültürümüzü, özümüzü, adetlerimizi nasıl muhafaza ettilerse bugün de toplumumuzun çimentosu niteliğindedir. Onun için İstanbul Üsküp’tür. İstanbul Saraybosna’dır. İstanbul Gümülcine’dir, İskeçe’dir. Burası hepimizin anavatanıdır. Biz hepimiz, burada büyüdük, burada kızımızı gelin ettik, oğlumuzu burada askere gönderdik, acılarımızı, sevinçlerimizi, mutluluklarımızı hep burada yaşadık, burada paylaştık.’’ şeklinde konuştu.
Hayallerimizin olduğu bu aziz şehre hizmetkar olmak için yollardayız
İstanbul’un insanıyla, değerleriyle, yaşam tarzıyla, tüm medeniyetleri, tüm dinleri bağrında huzurla yaşatan bir şehir olduğunu dile getiren Kurum, nasıl bir İstanbul hayal ettiğini de anlattı. Kurum, “İşte biz böylesine aziz, böylesine mübarek bir şehre, İstanbul’umuza çok ama çok sevdalıyız. Bu yüzden İstanbul’umuza, hayallerimizin olduğu bu aziz şehre hizmetkar olmak için yollardayız. Biliyoruz ki, ancak samimi hayaller, ancak gönülden kurulan hayaller muradına kavuşur. Şimdi bu kardeşinizin, Murat Kurum’un da bir hayali var. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, hiçbir hanemizde deprem endişesi kalmayacak, bütün yuvalarımız güvenli hale gelecek. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, trafik çile olmaktan çıkacak. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, sokaklarının huzur ve güvenle dolduğu, gençlerin geleceğe umutla baktığı, kimsenin kendini yalnız hissetmediği bir İstanbul.” ifadelerini kullandı.
Bu omuzlara kutlu bir sorumluluğu yüklediniz
İstanbulluların ilk günden itibaren 31 Mart zaferine inandığının altını çizen Murat Kurum, ‘’Bu omuzlara kutlu bir sorumluluğu yüklediniz. Bu öyle bir sorumluluk ki, bizi daima bu sorumluluğun bilincinde göreceksiniz. Bizi arayanlar dün nasıl Adıyaman’ın, Maraş’ın, Gaziantep’in, Hatay’ın yollarında bulduysa, yarın bizi Bahçelievler’de, Pendik’te, Gaziosmanpaşa’da, Bayrampaşa’da, İstanbul’un 39 ilçesinde bulacaksınız. Bizi arayan herkes İstanbul’u depremden korurken, milletimizin yuvalarını yaparken görecek. Bizi arayanlar bu şehirde, ev sahibi olmayan tek bir kişi kalmasın diye sosyal konut üretirken bulacak. Bizi arayan herkes, tıpkı şu son 5 yılda yaptığımız gibi, 1 Nisan’dan sonra da günden güne projelerimizi, hayallerimizi gerçeğe dönüştürürken bulacak.’’ dedi.
Biz İstanbul’umuzu asla ve asla kendi kaderine terk etmeyeceğiz
Belediye Başkanı seçildikten sonra ilk iş, İstanbul’da son 5 yılda meydana gelen tahribatı onaracaklarını vurgulayan Kurum, mevcut İBB yönetimine, “Biz böyle bir anlayışla hareket ederken, bunlar ne yapıyor? Hiçbir şey yapmadıkları gibi bir de kalkmış bizim projelerimizi eleştiriyorlar. Sen İstanbul’u kara kışa teslim edip büyükelçilerle yemek yerken, biz İstanbul’un 39 ilçesinde 80 bin yuvayı vatandaşlarımıza teslim ediyorduk. Sen İBB bütçesi ile seçim kampanyası yaparken, biz Elazığ’ın, Malatya’nın sokaklarında afetzedelerimizin elinden tutuyorduk. Sen kendi genel başkanını devirmek için gizli gizli toplantılar yaparken, biz İstanbul’da 365 milyar liralık yatırım yapıyorduk. Sen, cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olup İstanbul’u kaderine terk ederken, biz deprem bölgesinde 180 bin konutumuzun temellerini atıyorduk.” cümleleriyle yüklendi.
İstanbullulara bir de söz veren Murat Kurum, “İşte bugün tarihin ve milletin önünde söz veriyoruz. Biz İstanbul’umuzu asla ve asla kendi kaderine terk etmeyeceğiz. Milletimizin her anında hep yanında olacağız. Bu söz, onların verip de tutmadıkları sözlere benzemez. Bu söz, eser adamlarının sözüdür. Bu söz, sağlam adamların sözüdür, bu söz Murat Kurum sözüdür.’’ diye konuştu.
Geride bıraktığımız 5 yılda İstanbul, liyakatsizliğin kurbanı oldu
İstanbul’un huzursuz ve mutsuz olduğunu söyleyen Kurum, bunun nedenlerini, “Çünkü geride bıraktığımız 5 yılda İstanbul, liyakatsizliğin kurbanı oldu. Beceriksizliğe mahkûm edildi. ‘Bu şehri depreme hazırlayacağız’ dediler, tek bir çivi çakmadılar. Reklama, algıya ayırdıkları bütçeyi depreme ayırmadılar. ‘Ulaşım sorununu çözeceğiz’ dediler, tam bir çileye dönüştürdüler. Bu aziz milletin kaynaklarını kendi partilerini dizayn etmek için çarçur ettiler. İstanbul’un kaynaklarını, yetimin hakkıdır demeden kendi ikballeri için dağıttılar. Yetmedi; ‘İsrafı bitirdik’ dediler, en büyük israfı yaptılar. İstanbullu hemşerilerimizi ötekileştirdiler. Kadınlarımıza karşı bile ev hanımı ve çalışan kadınlar diye ayrımcılık yaptılar. Binlerce kadın emekçimizin ekmeğiyle oynadılar, işlerine son verdiler.’’ şeklinde açıkladı.
Bu millet kendini unutanlara, kaybolan yıllarının hesabını sandıkta soracak
İstanbul’un hakkını İstanbul’a teslim edeceklerini sözlerine ekleyen Murat Kurum, konuşmasını, “Hiç endişe etmeyin. Biz onların savurduğu paraları, İstanbul’un projelerinde kullanacağız. Onların siyasi kariyeri için ayırdıkları kaynakları, reklama verdikleri paraları biz İstanbul’a harcayacağız. Bu millet kendini unutanlara, kaybolan yıllarının hesabını sandıkta soracak. Sandık milletin mahkemesidir. Sandık günü hesap günüdür. İşte o gün, 31 Mart’ta sandık gelecek, hesap kesilecek. Ben buradan
İstanbul’umuzun güzel insanlarına sesleniyorum. 31 Mart’ta gelin, gerçek belediyecilikten yana olun. 31 Mart’ta gelin, İstanbul’un geleceğinden yana olun. 31 Mart’ta gelin, sağlam İstanbul’dan yana olun.’’ ifadeleriyle noktaladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum’a, mitingde, Bahçelievler Belediye Başkanı Hakan Bahadır, Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, İstanbul Milletvekili Seda Gören Bölük ve 65. Hükümet Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu eşlik etti.
İstanbul Milletvekili Seda Gören Bölük burada yaptığı konuşmada, “Murat Başkanımıza her bakan vatandaş ciddi bir güven abidesi görüyor. Murat Başkanımızla alakalı en kıymetli kavram belki de güven. Bizim toplumumuz da güvenmek ister. Buraya gelerek, bu kadar kalabalık burada olarak ne kadar güvendiklerini bir kez daha göstermiş oldular. Allah hepinizden razı olsun. 31 Mart’ta da sizden aynı teveccühü, aynı ilgiyi bekliyoruz.” dedi.